İnci çiçeğim
“Müge Çiçeğim”
Gökyüzünden ruhuma esen bir ferahlık
Dudaklarıma düşen bir iki damlasın
Geceleri karanlığımı delen bir yıldız
Bir can oldun titreyen yüreğime
Görür görmez vurulduğum bir çiçeksin
İnci çiçeğim
Nasıl da narin, nasıl da ıssız gözlerin
İçine dalıp da kaybolduğum
İstiridye kabuğuna hapsolmuş
İnci taneleri
Gözlerimi alamadığım nadide bir renksin
İnci çiçeğim
Dokunmak istersin ya yıldızlara
Tutmak için uzanırsın güneşe
Hissetmek için durdursun zamanı
Bir yağmur olup damlarsın üzerine
Düşleyip ama
Hayal bile edemediğim bir rüya gibisin
İnci çiçeğim
Dilim damağım kuru
Suya hasret yaprağım
Bir damla beklerken
Yazın
Aşk çiçekleri ektiğim bahçemden
Bana fışkıran hayat
Bir kaynaksın sen
İnci çiçeğim
Yaşanası bir hayat özleminde
Rengârenk bir bahçe düşüyle
Uzaklara dalıp izlediğim
Deniz kıyısında
Üzerinde çıplak ayak dans ettiğim
Bir hayatsın sen
İnci çiçeğim
Güneşte dudaklarımı yakan tuz
İçimi kavuran susuzluk
Yüreğimi parçalayan aşk
Ateşinde acılarımı hissederken
Çıplak ayakla koştuğum taşlı yollarda
Tenime bir merhemsin sen
İnci çiçeğim
Karanlık gecelerime bir güneş
Kurak toprağıma yağan bir yağmur
İçimdeki yangına bir serinliktin
Bana bir değil üçtün beştin on beştin
Issız yollarda bana
Tarifi imkânsız bir eşsin
İnci çiçeğim
Mis kokan dağ çiçeklerinde
Rengârenk gül bahçelerinde
Resimlerde, duvarlarda
Şiirlerde, okuduğum en güzel romanlarda
Daldığım hayallerde
Dinlediğim sevda şarkılarında
Masmavi denizlerde
Engin gökyüzünde
Önümde, arkamda, sağımda, solumda
Baktığımda gördüğüm
Anlamsın.
Adımsın
Adım adım hayatımsın
Sevdamsın
Kokumsun, lezzetimsin, tadımsın
Sen
İnci çiçeğim.
Mücahit Ünal