Seni Beklerken İstanbul

Mücahit Ünal tarafından...

Günün ağırlığı çökmüş üzerine ufukta,
Dağların arkasına itiyor güneşi.
Dolaşırken, efsaneler şehrinin hikâyelerini sakladığı, gizemli yollarında.
Gökyüzünden öbek öbek aniden önüme dökülen martılar, savuruyor aklımı sağa sola,
Hayatımın her anı, aşk aleviyle için için yanmış,
Olgunlaşmış ve yılların yorgunluğunu sırtlamış bir insanın zihnindeki küller gibi
Zayıf ve çaresiz.
Aşkla uçan martıları izliyorum, kız kulesinin eteklerinde.
Sensizliğin, kulaklarımı çınlatan sessizliğini örten kanat sesleri sararken bedenimi,
Doldururken ruhumu boğazın esintisi,
Sabahın sahile vuran çırpıntısı ile kalbimin çarpıntısı,
Dans ediyor baş başa.
Ruhumda da yavaş yavaş kaybolurken sessizlik,
Gözlerimde, bir mum alevinin meltemde titreyerek kayboluşu gibi
Yok oluyor güneş,
Sanki göğsüme inip de saklanacak, kor bir alev gibi.
Düşüncelerimin,
Tarifi imkânsız bu güzelliklerle ve
İçimden taşan duygularla birleştiği o anda,
Parmak uçlarımdan yukarı doğru
Bir mutluluk beklentisiyle beklerken seni,
Hıncahınç dolu sokaklar,
Aklımı seninle doldurduğumdan mıdır bilmiyorum,
bir anda boşluğun ötesinde sessiz.
Savrulan dalların çıtırtıları, çizermişçesine canımı acıtırken,
Yaprakların, ruhumun sürüklenişindeki gibi çıkardığı hışırtıları duyuyorum.
Seni beklerken ellerim, kutup ayazında çiçek toplamış âşıklar gibi
İçimdeki kıpırtı,
Boğazın sularına karşı koyan bir geminin güvertesine yükselen dalgaların çıkardığı köpükler gibi Önümden coşarken,
Ruhumdaki beklenti,
Akıntıya sürüklenen bir tekne misali başıboş, yalnız ve ümitsiz salınarak arkamdan seyrediyor.
Ayaklarım yerden kesilmiş,
Kanatlarım çıkmış,
Kalbimin çarpıntısındaki hızla
Hayallerimde sana doğru alçaktan uçuyorum Dalgaların üzerinde biçare.
Bir yanımda Üsküdar, Kuruçeşme bir yanımda Bebek,
Uzanıyorum ellerimle sana doğru
İstanbul’u hayranlıkla seyrederek
Yunuslarla yarışırken,
İki yaka ve yedi tepenin eşsiz manzarasıyla olmanın verdiği hisler
İçime çektiğim çiçek kokuları ile denizin senfonisi karışıp sarıyor benliğimi.
Seni yaşamanın verdiği haz,
Boğaza karşı aklımdan gönlüme esip ruhumu serinleten bir bahar meltemi gibi
Seni bekliyorum, martılar, ben ve İstanbul.