Taşlama
Ararsan tüm dünyayı yok ki onun benzeri
Bazısı canım pek güzel, yanakları gamzeli
Daha küçükken başlar, arkadaşını taşlar
Biri bir şey yaptı mı, çatılır hemen kaşlar
Doğruluktur yolumuz, nedir hiç bilmiyoruz
Dürüstlük sonra gelir, hep onu arıyoruz
Sabır desen bir sınav, sınıfta kalıyoruz
Sevgide birinciyiz, sinirden ağlıyoruz
Yolda birine çarpsan, pardon de nezaketle
Oha diye bir cevap, ilave hareketle
Yayaya yol verirsen, arkadaki böğürür
Solundan geçen ayı, onun üstüne yürür
Her Türk bir kahraman, Türklüğü ile övünür
Yanlışı yapanların, Türklüğüne sövülür
Maalesef her Türk’ün, vardır böyle bir anı
Ona sorarsan der ki, enayi miyim yani
Ne yolumuz oldu yol, ne elimiz oldu bol
Boş bir arazi bulsa, hemen iki sütun kor
Ben de Türk’üm, Türklüğü gel bir de bana sor
Anlattıklarım en çok, benim vicdanıma kor.
Yanlışa doğru derim, Cimbom'u çok severim
Ofsayttan gol atsam, boş ver kazandık derim
Herkes yapar güçlüdür, yakalanan suçludur
Hep dürüstler ezilir, masum olan içlidir.
Yalanı çok söyleriz, karşımızdaki keriz
Çok zeki zannederiz, ama yine de yeriz
Avrupa'ya bakınca, ona hep imreniriz
Kıyaslarsan kendini, bir saat ileriyiz
Okumayı sevmeyiz, yine de çok biliriz
İnternette en çok, borsa da geziniriz
En fakiri ülkemde, sanat ile sanatçı
En zengini dersen, hırsız ile kapkaççı
Yemeyi biz severiz, ne olsa hemen yeriz
Hakkını hukukunu, bilmeyen bir milletiz
Hemen hemen herkesin, vardır bir dayısı
Torpilin yoksa meğer dersin hadi hayırlısı
Kimsenin belgesi yok, herkes mimar mühendis
Doktor dişçi yerine, çıkıkçıya gideriz
Kolay para ararız, sanki çalışan keriz
Evleri kumla diker, ilk depremde çökeriz
Biz garibi severiz, ya soyar ya döveriz
Sonra vicdana gelip, canımsın benim deriz
Dayak cennetten çıkar, erkek koluna takar
Suçsuz masum kadınlar, biraz tadına bakar
Her sene kaldırırlar, yeniden doldururlar
Altı üstü biraz taş, kulpuna uydururlar
Dizi dizi sıralar, uçtu bizim paralar
Kaldırım deyip geçme, mühendisi bile var
Kimi telleri çalar, her yerde soyguncu var
Devletin kasasını, soydu bizim dayılar
Biraz kuyrukta bekle, kendini sıraya ekle
Her defa geldiğinde, önce kapıda bekle
Her yerimiz fabrika, verim bizde harika
Üretiriz her zaman, binlerce çeşit marka
Herkes alışverişte, bir şeyler var bu işte
Hep tüketelim işte, hayır yok bu gidişte
Kırmızıda geçeriz, biz meyveyi seçeriz
Ağaca ottur deyip, tüm sahili biçeriz
Aldığımız her malı, gıdım gıdım ölçeriz
Tartıyı hiç kaçırmaz, çayı demli içeriz
Eğitime hiç gerek yok, okumuş cahili çok
Okuyup da ne olacak, kölesin zengini yok
Koyuverdim okula, beyne bunlar sokula
Öğretmen ne bilir ki, soruvercen Google'a.
Misafiri severiz, komşuyu hiç sevmeyiz
Nerde patırtı duysak, yine başladı deriz
Her haltı yeriz lakin tek bir domuz yemeyiz
Namus ile geçinir, gözümüzle …………..iz
Devletin malı deniz, yemeyen olur domuz
Pek bir hayalperestiz, kimine göre körüz
Bulduk mu dört kişiyi, masaya örtü koruz
Pişti, okey, briçle, her anı doldururuz
Ölüye de söveriz, küfrü pek severiz
Efendiyi aşağılar, arsıza zeki deriz
Kendimizi ezdirmez, kim gelirse gömeriz
Dayaktan kurtulunca, dötü kurtardık deriz
Mücahit Ünal